Istanbul Efendisi Ardiyesi
  Islahat Hareketleri
 
Islahat Hareketleri


XVIII.Y.Y.ISLAHATLARI
Bu yenilikler 17. yy. ıslahatlarına göre daha köklü olmuştur. Çünkü 17. yy. ıslahatları devleti kuvvetlendir­mek için eskiye dönmeyi amaçlamıştır. 18. yy. ıslahatları ise Avrupa'yı örnek alan ilk batılılaşma hareketleridir. Yenilikler ilerici devlet adamlarının iktidarda kaldığı sü­rede devam etmiştir. İlerici kişilerin yönetiminden uzak­laştırılması yeniliklerin durmasına ve yapılan yenilikle­rinde ülkede etkili olmasını önlemiştir, özellikle yeniçeri­lerin isyana teşvik edilmesi bu durumlara neden olmuş­tur.

LALE DEVRİ (1718 – 1730)
Pasarofça anlaşmasını izleyen barış döneminde III. Ahmet ve Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim tarafın­dan birlikte başlatılan yenileşme dönemidir.
1. Avrupayı tanımak amacıyla Viyana'ya bir elçi he­yeti gönderildi. İlk elçilik Londra'da açıldı, daha sonra Vi­yana, Paris, Berlin elçilikleri açıldı.
2. Sait Efendi ve İbrahim Müteferrika 1727'de ilk matbaa'yı kurdular. Matbaa dini olan hariç, diğer kitapla­rın basılabileceği fetvasından sonra çalışmıştır. Basılan ilk eser Vankulu Lugat adıyla bilinen Arapça – Türkçe sözlüktür. Matbaa'nın kurulmasından sonra kültür faali­yetleri arttı. Yalova'da ilk kâğıt fabrikası kuruldu.
3.Yeniçerilerden ilk itfaiye teşkilatı kuruldu. İstanbul­'da bir kumaş fabrikası açıldı. Çinicilik canlandı­rıldı. İlk çi­çek aşısı kullanıldı.
4. Sivil mimari gelişti. Sâdâbâd denilen kâğıthane­' de, boğaz içinde mimari alanda güzel eserler yapıldı.

I. MAHMUT ISLAHATLARI
Fransız kökenli Kont dö Bon******* (Humbaracı Ahmet Paşa) humbara ocağını düzenledi, orduda bölük, tabur, alay teşkilatını kurdu. Subayların yetiştirilmesi için Kara mühendishanesi açıldı. Bu gelişmeler Avrupa askeri eğitim biçiminin Osmanlı ordusunda ilk defa uygulanma­sıdır.

III. MUSTAFA ISLAHATLARI
Sadrazam Koca Ragıp Paşa ordunun yetersizliğini gördü. Fransız Baron dö Tot tophaneyi düzenledi, sürat topçuları adında yeni bir askeri birlik kurdu. Deniz subayı yetiştirmek için mühendislik okulu (mühendishane–i Bahr–i Hümayun) açıldı. 1773

I. ABDÜLHAMİT ISLAHATLARI

Sadrazam Halil Hamit Paşa yenilikleri başlattı, sürat topçuları ocağına önem verdi. Ulufe alımı ve satımı ya­saklandı. Askeri okullar için Fransızca kitaplar tercüme edildi.

III. SELİM YENİLİKLERİ

Islahat hareketlerine Nizam–ı Cedit denilmiştir. Ni­zam–ı Cedit adı daha çok yeni kurulan askeri ocakla ilgi­lidir. Kara mühendishanesinin geliştirilmesiyle mü­hen­dishane–i Berri Humayun adıyla topçu okulu ku­ruldu.
İlk defa Avrupa başkentlerinde devamlı elçilikler ku­ruldu.
Nizam–ı Cedit (yeni nizam) Ocağının ihtiyaçlarını karşılamak için İrad–ı Cedit adında bir hazine kuruldu.
Nizam–ı Cedit askerleri Napolyon'un Akka kuşatma­sını başarısızlığa uğrattı.
III. Selim'in yenilikleri Kabakçı Mustafa ayaklanması nedeniyle başarılı olamadı.
Devlet matbaası kuruldu.

19.Y.Y. ISLAHATLARI
II. MAHMUT'UN YENİLİKLERİ

Kendisinden önceki padişahlar devletin aksayan yönlerini düzeltirken, II. Mahmut bu şekilde davranmaya­rak işlerliğini yitirmiş kurumları kaldırmış yenilerini kur­muştu. II. Mahmut gerçek anlamda ilk ciddi batılılaşma çalışmalarını başlatmış ve yaptığı çalışmalar diğer yeni­lik­lere temel olmuştur.

SENED'İ İTTİFAK'IN İMZALANMASI (1808)
III. Selim zamanında yapılan Nizam–ı Cedit yenilikle­rine karşı yapılan Kabakçı Mustafa isyanını bastıran Rusçuk ayanı Alemdar Mustafa Paşa padişah II. Mah­mut tarafından sadrazamlığa getirilmişti. Bundan sonra Alemdar Mustafa Paşa ıslahatlar yapılırken herhangi bir isyan çıkması halinde ayanlardan yardım istemeyi gerekli gördü. Bu düşünce sonucunda ayanlarla Sened–i İttifak denilen sözleşme imzalandı. Sözleşmeye göre ayanlar ıslahatlara karşı herhangi bir ayaklanma çıktığında padi­şaha kuvvetleriyle yardım olacaklar, buna karşılık padi­şah II. Mahmut'ta ayanların varlığını tanıyacak.


DEVLET YÖNETİMİNDE YENİLİKLER
1. Divan teşkilatı kaldırıldı. Sadrazam Başvekili adını aldı. Bakanlıklar kuruldu. Padişah sadrazam ve şeyhülis­lamda toplanan yetkiler bakanlara paylaştırıldı.
Meclis–i Hassı Vükela adı verilen hükümet Başvekil (Başbakan'ın) başkanlığında çalışmaya başladı.
2. İç işleri, maliye, evkaf (vakıflar) ve Ticaret bakan­lıkları kuruldu. Reis–il Küttaplık Dışişleri Bakanlığı oldu.
3. Askeri konularda teklif hazırlayan Dâr–i Şura–yı Askeri , adli konularda teklif hazırlayan meclis–i Vâlâ–yı Ahkâm–ı Adliye , bürokraside teklif hazırlayan Dâr–ı Şura–yı Bâbıâli meclisleri kuruldu.
4. Yeni iller kuruldu, sancaklar birleştirildi, muhtarlık­lar kuruldu. Eyalet, liva, kaza olarak yeniden teşkilatlan­dırılan taşradaki yönetimlerin başına maaşlı sivil memur­lar tayin edildi.
Bu çalışmalarla merkezi otoritenin kuvvetlendirilmesi amaçlanmıştır.
5. Âyanların (büyük toprak sahibi olan etkili yerel li­derler) ve yeniliklere karşı çıkan ilmiye sınıfının etkinlik­leri kırıldı.
6. Ölen veya görevden uzaklaştırılan memurun para ve mal varlığına devletin el koyma (musadere) kanunu kaldırıldı. Bu uygulamada aileye çok az pay veriliyordu. Kanun'un kaldırılmasının amacı halkla devletin arasında ilişkileri iyileştirmekti.
7. Anadolu'da ve Rumeli'de askeri amaçlı ilk kez er­kek nüfus sayımı yapıldı.
8. İlk posta ve karantina teşkilatları kuruldu. Memur­ların sarık yerine, fes giymeleri kabul edildi. Ayrıca ceket pantolon giymeleri geleneği getirildi. Padişahın fotoğrafı resmi devlet dairelerine asıldı.

ASKERİ YENİLİKLER
1. II. Mahmut'un ilk devrinde Alemdar Mustafa Paşa tarafından Sekban–ı Cedit ocağı kuruldu, bu ocak yeni­çerilerin isyanı sonucu kaldırıldı.
2.Yeniçerilerin yetersizliklerinin yanısıra yeniliklere karşı olmaları, halkla ilişkilerinin de bozulmaları sonra­sında Yeniçeri Ocağı kaldırıldı 1826 Vaka–i Hayriye olayı
3. Yeniçeri Ocağı'nın yerine Asakir–i Mansure–i Muhammediye adıyla yeni bir ocak kuruldu.
Vilayetlerde redif adıyla yeni askeri teşkilat kuruldu. Harp okulu açıldı.

EĞİTİM–ÖĞRETİM ALANINDA YENİLİKLER
1. İlköğretim zorunlu oldu, İstanbul'da başlanan bu durum başarılı olamadı. Devlet memuru yetiştirmek için ilkokul düzeyinde Mektep–i Maarif–i Adliye okulu açıldı.
2.Yüksekokullara öğrenci yetiştirmek amacıyla Rüştiye (Ortaokul) ve Mekteb–i Ulum–u Edebiye (Lise) açıldı. Açılan diğer okullar mektebi Harbiye (Harp okulu) Tıp okulu, Mızakay–ı Humayun (Bando okulu)
3. Takvim–i Vak'ayı adında ilk resmi gazete çıka­rıldı.
Avrupa'ya eğitim – öğretim amacıyla subay ve sivil öğrenciler gönderildi. Medreselerin yanısıra, Avrupalı ni­telikte okullar açıldı, bu durum kültür çatışmasının baş­lamasına neden oldu.

EKONOMİ'DE YENİLİKLER
1.Memurların ve askerlerin elbiselerinin yerli ku­maş­lardan yapılması için bir fabrika kurulmasına çalı­şıldı.
2.Kapitülasyonlar'dan yararlanan Avrupalı tüccar­lara karşı yerli tüccarlara da gümrük kolaylıkları getirildi.
3.İngiltere'den borç para alabilmek için Balta Limanı Ticaret antlaşması yapıldı.

TANZİMAT FERMANI (3 Kasım 1839)

TANZİMAT ÖNCESİ SİYASİ DURUM
II. Mahmut'tan sonra Abdülmecit padişah oldu. Bu dönemde Osmanlı orduları Mehmet Ali Paşa kuvvetle­rine Nizip savaşında yenilmişti. Rusya Hünkar iskelesi antlaşmasından yararlanıp Osmanlı devletini egemenli­ğine almak istiyordu.

TANZİMATIN HAZIRLANIŞ NEDENLERİ
Abdülmecit Dışişleri Bakanlığına atadığı Mustafa Reşit Paşa'yı tanzimatı hazırlamakla görevlendirdi. Baş­lıca nedenler:
1. Devleti içte ve dışta içerisinde bulunduğu zor du­rumdan kurtarmak.
2. Avrupa devletlerinden yardımlar almak.
3. Ülke yönetiminde köklü değişiklikler yapmak.
4. Ülkede Avrupa kanun ve düzenlerini gerçekleş­tirmek.
Tanzimat fermanının ilk hazırlık çalışmaları II. Mah­mut zamanında başlamıştır. Tanzimat fermanı Gülhane parkında Hatt–ı Hümayun şeklinde açıklandı.

GÜLHANE HATT–I HÜMAYUN'U İLE GETİRİLEN YENİLİKLER
1. Müslüman, Hristiyan herkesin mal ve can özgür­lüğüne ve güvenliğine kavuşması.
2. Vergilerin düzenli bir şekilde herkesin gelirine göre alınması.
3. Herkes mülkiyet hakkına sahip olacak, bu hak devlet tarafından korunacak. Mal ve mülk sahibi olanlar miras bırakabilecek.
4. Askere alınma ve terhisin sağlam esaslara bağ­lanması, askerlik sürecinin belirlenmesi.
5. Mahkemeler açık olacak, hiç kimse haksız yere idam edilmeyecek. Suçlular hakkında araştırma yapıla­cak.
6. Rüşvet ve kayırma cezalandırılacak.

TANZİMATIN İLANINDAN SONRAYAPILAN YENİLİKLER
Ülkenin çeşitli yerlerine fermanın ilkelerini ve önemini anlatan görevliler gönderildi.
1. İllerde defterdarlıklar ve il genel meclisleri ku­ruldu.
2. İslam hukukunun en gerekli olanları sistemli bi­çimde toplanarak mecelle adında medeni kanun ya­pıldı. Bu kanunu Ahmet Cevdet Paşa hazırlamıştır.
3. Vergilerin toplanmasında iltizam yöntemi kaldı­rıldı. Ancak Âşar'ın toplanmasında iltizam kaldırılmadı.
4. Bank–ı Dersaadet adıyla ilk banka açıldı (1847).
5. Müslüman ve Hristiyan her Osmanlı vatandaşı askerlik yapacak. Ancak Hristiyanlar bu karara karşı olunca Hristiyanlar için bedelli askerlik usulü getirildi.
6. Dini kanunların yanında batılı kanunlar yapıldı. Ancak bu durum hukuk alanında ikilikli bir durum do­ğurdu ve karışıklıklar çıktı. Çünkü devlet teokratik esas­lar üzerine kurulmuştu.
Karma mahkemeler kuruldu bu mahkemelerin yarısı yabancılardan oluşmuştu. Bu durum devletin bağımsız­lı­ğına aykırı olaylar yarattı.
7. Toprak yönetiminde Fransa mülkiyet hakkı örnek alınıp yeni Arazi Kanunu yapıldı. (1858)
Bu kanuna göre oluşan durum:
1. Devlet malı (miri toprak) toprakları işleyen çiftçi­lere işledikleri toprak mülk olarak verildi. Ancak yoksul köylülerin borçlanmaları sonucu topraklar tefecilerin eline geçti.
2. Vakıf toprakları ise Evkâf vekaletinin yönetimine bırakıldı.
3. Mir'i topraklar ise devletin mülkiyetine bırakılan topraklardı.
Bu kanunla topraklar çeşitliliği ve hukuki özellikleri açıklığa kavuşturuldu. Toprakta özel mülkiyete geçişin temelleri atıldı. Mithat Paşa toprakların veriminin arttırıl­ması ve tarımın geliştirilmesi için memleket sandıkları
8. Vilayet kanunu çıkarıldı (1864) eyaletler küçül­tüldü. Vilayet, Liva (sancak), kaza, nahiye ve köy şek­linde idari teşkilatlar kuruldu.
9. İlk defa 1858 İstanbul'da bir kız rüştiyesi açıldı. Öğretmen yetiştirmek için Darûlmuallimin açıldı (1847).
10. Dil ve tarih çalışmaları yapmak üzere Encümen–i Daniş (İlimler Akademisi) açıldı (1850).

ISLAHAT FERMANI (1856)
Kırım savaşı sonrasında Paris'te barış görüşmeleri yapılırken Hristiyanların durumları tartışma konusu ol­muştu. Büyük devletlerin iç işlerimize karışmasını önle­mek amacıyla Paris antlaşmasından önce bu ferman hazırlandı.
Islahat fermanı, Tanzimat fermanını tamamlayıcı özelliktedir.

FERMANIN MADDELERİ
1. Din ve mezhep özgürlüğünün sağlanması, patrik­hanenin ıslah edilmesi,
2. Hristiyan ve Musevileri küçük düşüren sözler ve deyimlerin kullanılmaması,
3. Hristiyanlarında Türk ve Müslümanlar gibi devlet memurluklarına atanmaları ve her çeşit okullara girebil­meleri,
4. Askerlik için nakdi bedelin (hizmet karşılığı verilen para) kabul edilmesi ve Hristiyanların ne şekilde askerlik yapacaklarının belirtilmesi,
5. Hristiyanlar il meclislerine üye olabilecekler,
6. Mahkemelerin açık yapılması herkesin kendi di­nine göre yemin etmesi. Hapishanelerin ıslahı ve kanun­ların Hristiyan dillerine çevrilmesi.
Ticaret, ceza ve hukuk davaları için karma mahke­melerin kurulması.
7. İşkence, dayak ve angaryanın kaldırılması.
8. Vergilerin adaletli herkesin gelirine göre alınması ve iltizam usulünün düzenlenmesi.
9. Yabancı uyruğunda olan kimselerin de, vergilerini vermek suretiyle, mal ve mülk sahibi olabilmeleri.
10. Tarım ve ticaret işlerinin yoluna konması. Herke­sin şirket ve banka gibi ticari nitelikte kurumlar ku­rabil­meleri.
Not : Osmanlı yönetimi Kırım Savaşı için yapılan Paris Antlaşmasına Islahat Fermanını madde olarak yerleştirdi. Bu durum Avrupalıların Osmanlıların içişlerine karışmasına yol açan nedenlerden biri olmuştur.

TANZİMAT FERMANI İLE ISLAHAT FERMANI ARASINDAKİ FARKLAR

1. Tanzimat fermanı yöneticilerin kendi isteğine göre hazır­lanırken, Islahat fermanı Avrupalı devletlerin baskı­sıyla yapılmıştır.
2. Tanzimat fermanı genel olarak bütün halkın gü­venlik vergi ve askerlik konularında adaletli değerlendi­rilmesi esas alınmıştı. Islahat fermanında ise din ve ırk farkı gözetmeksizin aradaki eşitsizlik kaldırıldı.
3. Tanzimat fermanı özellikle müslümanlar için ha­zır­lanmış ıslahat fermanının ise Hristiyanlar için hazır­landığı kabul edilmiştir.
4. Islahat fermanı müslümanlar ve ulema tarafından tepkiyle karşılanmıştır. Hristiyanlar ise kendilerinden is­te­nen askerlik görevinin ekonomik faaliyetlerini engelle­yici bir durum olarak nitelemişlerdir.
5. Islahat fermanı Fransız ihtilalinin getirdiği bazı maddeleri taşıdığından hristiyanların devletten ayrılma is­teklerini hızlandırmıştır.

I. MEŞRUTİYET ÖNCESİ SİYASİ DURUM

Padişah Abdülaziz Avrupa'dan yüksek faizle borç aldı. Paraları ülke kalkınmasına harcamadı. Mali durum bozuldu. Rus taraftarı Mahmut Nedim Paşa'yı sadrazam yaptı. Rusya Panislavist hareketleri hızlandırdı. İlk önce Hersek'te sonra Bosna'da isyan çıktı. Osmanlı kuvvetleri Bulgar, Sırp ve Karadağ isyanlarını bastırdı. Aydınlar ve halk devletin karşılaştığı bu kötü durumlara tepkiler gös­terdi. Rusya İstanbul'daki karışıklıktan yararlanarak Bosna – Hersek'in Avusturya – Macaristan'a, Bulgaris­tan'ın ise kendisine verilmesini is­tedi. İngiltere yakındo­ğudaki çıkarlarına uymayan bu du­ruma karşı çıktı. Bal­kan meselesinin çözülmesi için kon­ferans düzenlenme­sini istedi. İstanbul'da toplanan Konferansa İngiltere, Fransa, Rusya, Avusturya, Almanya ve İtalya katıldı (23 Aralık 1876).

I. MEŞRUTİYETİN İLANI

Mithat Paşa liderliğinde Yeni Osmanlılar (Jön Türk­ler) Meşrutiyet yönetiminin kurulmasını, ırk, din ve mez­hep ayrılıklarının ortadan kaldırılmasını, kurulacak mec­liste imparatorlukta yaşayanların temsil edilmesini is­tedi­ler. Veliaht V. Murat'la anlaşan yeni Osmanlılar ihti­lâl ya­parak Abdülazizi tahttan indirdiler. V. Murat ruh has­tası olduğundan yerine II. Abdülhamit'i padişah yaptı­lar.
Yeni Osmanlılar Avrupa devletlerinin iç işlerimize ka­rışmalarını önlemek için, İstanbul Konferansının toplan­dığı gün Kanun–i Esasi'yi ilân ettiler. (23 Aralık 1876) İlk Mebusan meclisi açıldı. Kanun–i Esasi Türk tarihinin ilk anayasasıdır.

KANUNİ ESASİ'NİN ÖZELLİKLERİ

1. Mebusan Meclisi, her elli bin erkek seçmenin seçtiği milletvekillerinden oluşmuştur. Hiç bir yetkisi yok­tur. Kanun tasarılarını görüşür ve gerekli gördükleri konu­larda bakanların görüşlerini dinlerdi.
2. Meclisi Âyan, üyeleri padişah tarafından, ömür boyu görev yapmak üzere seçilmiştir. Bu meclis kanun tasarılarının dini kurallara ahlâka, padişahın yasal ko­nu­muna ve ülke bütünlüğüne uygunluğunu onaylardı.
3. Kanun Yapma hakkı Âyan ve Mebusan Meclisle­rine aitti. Ancak bu durum uygulamada gerçek­leştirile­medi.
4. Yürütmenin başı padişahtır. Sadrazam ve bakan­ları seçer ve görevden alırdı. Yargı gücü bağımsızdır.
5. Milletvekilleri dört yıl için seçilirdi. Meclisi açmak ve kapatmak padişahın yetkisi içerisindedir.
6. Hükümet, padişaha karşı sorumlu, meclise karşı sorumsuzdur.
İki mecliste, kabul edilen yasa tasarısını padişah is­terse kabul, istemezse redederdi. Yasama bağımsız değildir.
Anayasada eşitlik, kişi haklarının dokunulmazlığı, eğitim, basın, vicdan, ticaret, mahkemelerin açık ve ba­ğımsız olması konuları da yer almıştır.

I. MEŞRUTİYET'İN SONA ERMESİ

Balkan sorunu İstanbul konferansında çözümlen­medi. İngiltere Londra'da konferans toplandı. İstanbul konferansına katılan devletler, Osmanlı devletinden, Hristiyanlar için yapılan ıslahatları kendileri tarafından denetlenmesini istediler. Osmanlı devleti bu isteği red­detti.
Mebusan meclisinde Karadağın toprak istekleri red­dedildi. Rusya Osmanlı Hristiyanlarının koruyuculuğunu istedi. Osmanlı bu isteğe karşı çıkınca Rusya Osmanlı devletine savaş ilân etti.
1877 – 1878 Osmanlı – Rus Savaşına Osmanlı or­du­ları yeterince hazırlanmadı ve birlikler yenilgiye uğ­radı.
Mebusan meclisinde padişahı ve hükümeti yenilgi­den sorumlu tutan eleştiriler başladı. II. Abdülhamit mec­lisi kapattı (1878). Anayasa'yı uygalamadı. Yeni Osmanlı­ları görevden aldı. Sultan Abdülazizin intihar etmediğini, Yeni Osmanlılar tarafından öldürüldüğünü ileri sürdü. Kurduğu özel mahkemelerde Mithat Paşa ve arkadaşla­rını idama mahkum ettirdi. Hafiye örgütleri kurdu, meşru­tiyet ve özgürlük isteyenleri hapis ettirdi. Mutlakiyetçi ve baskıcı bir yönetim kurdu. İslamcılık poli­tikasına yöneldi.

II. MEŞRUTİYETİN İLANI ÖNCESİNDE SİYASİ DURUM VE II. MEŞRUTİYETİN İLANI

II. Abdülhamit'in baskıcı düzenine karşı olan aydınlar meşrutiyeti yeniden kurmak için Terakki ve İttihat Cemi­yeti (Birleşme ve İlerleme Derneği) adıyla gizli bir dernek kurdular (1889). Dernek Makedonya'da çok güç­lüydü, bu durumun nedenleri
– Avrupa'dan gelen yayınların bölgede rahatça bu­lunup, okunması
– Selanik'te bulunan üçüncü ordu subaylarının der­neğe katılmaları, subayların örgüte destek vermelerinin nedeni ise maaşlarını geç almaları ve terfi edememele­ridir.
1871'de Alman prenslikleri kuvvetli bir devlet kurdu­lar. Almanya Osmanlı devletine yaklaştı. Almanya'nın başlıca amacı şunlardır:
– Süveyş Kanalından yararlanıp, İngiltere'nin sö­mürgelerini kazanmak.
– Osmanlı padişahının halifelik gücünden yararla­nıp İngiliz sömürgelerindeki müslümanları, İngiltere'ye karşı ayaklandırmak.
İngiltere daha önce Rusya'nın Balkanlarda kuvvet­lenmesini ve Akdeniz'e inmesini istemiyordu. Ancak Al­manya'nın Osmanlı devletine yaklaşması üzerine poli­ti­kasını değiştirdi. İngiltere Rusya ile Tallin'de R******* sözleşmesini imzaladı (1908). İngiltere Rusya'nın Bal­kanlar'da kuvvetlenmesini ve Panislavizm politikasını destekledi. Osmanlı egemenliğindeki Makedonya'ya özerklik verilmesini kararlaştırdılar.
İttihat ve Terakki Derneği üyeleri Balkanlarda oluşan bu gelişmeler karşısında, II. Abdülhamit'in devletin par­ça­lanmasını önlemeyeceği fikrini savundular. II. Meşruti­yetin kurulmasını sağlamak için Niyazi Bey Manastır'da, Enver Bey Selanik'te birlikleriyle isyan etti­ler. II. Abdül­hamit meşrutiyeti ilan etmek zorunda kaldı (23 Tem­muz 1908).
– Mustafa Kemal Şam'da kurduğu Vatan ve Hürri­yet adlı gizli cemiyetin birer şubelerini Yafa ve Selanik'te kurdu. Bu cemiyet Selanikte Terakki ve İttihat Cemiyeti ile birleşti. Bu iki cemiyet birleşerek İttihat ve Terakki Cemiyeti adını aldı.
– İkinci Meşrutiyetin ilanından sonra Anayasa'ya konulan yenilikler şunlardır.
1. Padişahın meclisi kapatma yetkisi zorlaştırıldı, Meclisin gücü arttırıldı.
2. Bakanların padişaha değil, meclise sorumlu ol­ması getirildi.
3. Fikir ve toplanma özgürlükleriyle ilgili yasalar ya­pıldı.

OSMANLI DEVLETİNİ DAĞILMAKTAN KURTARMAK İÇİN DOĞAN FİKİR AKIMLARI
– Osmanlıcılık
– İslamcılık
– Türkçülük
– Batıcılık
– Ademi Merkeziyetçilik

OSMANLICILIK
Milliyetçilik fikrine dayanan kopuş hareketlerini önle­mek ve imparatorluğunun parçalanmasını durdurmak için Genç Osmanlıların (Jön Türklerin) ortaya koydukları dü­şünce akımıdır. Kanun–i Esasinin yapılmasını sağla­yan Genç Osmanlılar Meşrutiyet idaresine geçişi gerçek­leş­tirmişlerdir. Bu akım 1877–1878 Osmanlı Rus savaşı ve Balkan Savaşları nedeniyle geçerliliğini yitirmiştir.

İSLÂMCILIK (ÜMMETÇİLİK)
Devlet yapısının din (şeriat) kurallarına göre biçim­lendirilmesini, ırk ve dil farkı gözetmeksizin bütün müs­lümanların Osmanlı padişahı ve halifesinin çevresinde toplanmasını savunan siyasi akımdır. I. Dünya sava­şında Arapların milliyetçilik fikrine önem vererek Osmanlı hali­fesinin cihat (kutsal savaş) çağrısına katılmamaları ne­deniyle ümmetçilik geçerliliğini kaybetmiştir.

TÜRKÇÜLÜK – TURANCILIK (Pantürkizm)
Türkçülük, Türklük bilincini en üst düzeye çıkarak, Türk milliyetçiliği hareketini başlatıp Osmanlı İmparator­lu­ğunu yeniden kuvvetlendirme Bu dü­şünce zamanla Orta Asya Türkleriyle birleşmeyi de sa­vunarak, büyük bir Türk İmparatorluğunu (Turan) kur­mayı hedeflemiştir. Böylece Turancılık fikri doğmuştur. İttihat ve Terakki Partisinin önderleri olan Enver Paşa, Talat Paşa ve Ce­mal Paşa bu fikre dayanarak impara­torluğu Almanya'nın yanında savaşa sokmuşlardır. I. Dünya savaşında alınan yenilgiler bu düşünce akımını geçersiz hale getirmiştir.

BATICILIK
Devleti çöküşten kurtarmak için devlet yapısında ve ekonomide Avrupa'daki çalışmaların örnek alınmasını savunmuştur. Batıcılık ilk defa Lale devri yeniliklerinde gö­rülmüştür. II. Mahmut bu doğrultuda ıslahatlar yapmış­tır. Tutucu ulema sınıfının engellemeleri nedeniyle bu akım gelişememiştir.

FEDERALCİLİK (ADEM–İ MERKEZİYETÇİLİK)
Osmanlı İmparatorluğunu dağılmaktan kurtarmak için azınlıklara bulundukları bölgelerde başkente bağlı olarak özerklikler verilmesini savunan görüştür. Ekonomide li­beralizm benimseyen bu anlayış II. Meşrutiyet döne­minde Prens Sabahattin ve çevresi tara­fından savunul­muştur. Devletin çok önceden milliyetçilik hareketleriyle parçalanmaya başlaması nedeniyle bu akım benimsen­memiştir.

 

 
 
  Bugün 30 ziyaretçi (41 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol